Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Manchester City’nin Menajeri Pep Guardiola, OKX’in “Benim Kumaşım” Etkinliğinin Son Videosunda
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve TL varlıklara olan ilginin artmasıyla, Türkiye’nin risk primi olumlu yönde etkileniyor. Bu durum aynı zamanda fonlama maliyetlerindeki iyileşmeyi de beraberinde getiriyor. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye gerileyerek 276 baz puana indi. Böylece CDS, Kovid-19 salgını öncesi seviyeye dönmüş oldu.
Analizciler, Türkiye’nin yurt dışı swap kanallarını açarak uluslararası yatırımcılara yönelik attığı adımların etkili olduğunu belirtiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, artan güven ve öngörülebilirliğin Türkiye ekonomisine ve dış finansmana olumlu yansıdığını vurgulayarak, “2023 yılının ilk 5 ayında 2,9 milyar dolar net portföy çıkışı olurken Haziran 2023-Şubat 2024 döneminde 16,8 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşti.” açıklamasında bulundu.
Standard & Poor’s (S&P), geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti. S&P, Türkiye’de para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğini, portföy girişlerinin artacağını, cari açığın daralacağını ve enflasyonun düşeceğini öngördü. Fitch Ratings ve Moody’s de Türkiye’nin kredi notunu yükseltirken not görünümlerini olumlu yönde revize etmişti.
Analistler, enflasyonun kalıcı olarak düşmesi ve cari açığın azalması durumunda, Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu artırabileceğini öngörüyor. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası finansmana erişimini artırarak ekonomik büyümeyi destekleyebilir.