Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Bursa Kiralık Chiller Hizmetleriyle Öne Çıkan Karsan Soğutma
Boşanmadan nafaka bağlanır mı? sorusuyla sıkılıkla karşılaşmaktayız, boşanmadan yani boşanma davası açmadan eşin kendi ihtiyaçları veya çocukların ihtiyaçları adına diğer eşten nafaka talebi medeni kanunda hüküm altına alınmıştır.
Uygulamada sıkılıkla eşlerin evleri terk etmesi halinde aile birlikteliğinden doğan sorumluluklarını yerine getirmedikleri görülmektedir. Başka söyleyişle aile birliğini terk eden eş, diğer eşin giderlerini, müşterek yaşamın giderlerini çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya bilmektedir. Eşin müşterek yaşamadan ayrılmasıyla kira, okul giderleri, faturalar gibi birçok gider kalemiyle diğer eş baş başa kalmaktadır.
Zorunlu bir sebepten dolayı mesela diğer eşin kovması sonucu müşterek haneden ayrılmak zorunda kalan eş içinde aynı durum geçerlidir. Çünkü evden ayrılmak zorunda kalan eş, mali zorluklar altında kalabilmektedir. Bu durumların varlığı halinde nafaka talebi için illaki boşanma davası açılması gerekmemektedir. Boşanmak istemeyen eş, şartları oluşmuş ise sadece nafaka talebi için dava açabilir.
Boşanma davası olmadan tedbir nafakası davası açılması mümkündür. Yani evliyken nafaka davası açılabilmektedir. Boşanma davası açmadan tedbir nafakası alınabilmesi için tedbir nafakası davası açılması gerekmektedir. Ancak bu davanın temel kıstası nafaka talep eden eşin talebi kendi adına ise ayrı yaşmakta haklı olmaktır.
Ayrı yaşamakta haklı olan eş, diğer eşten nafaka talebinde bulunabilir. Ayrı yaşayan eşlerin nafaka talebi olabileceği gibi evlilik birliği içerisinde yani aynı evin paylaşılması halinde de nafaka talepli dava açmak mümkündür. Uygulamada bu durum çok nadir görülmektedir.
Boşanmadan nafaka davası açılmayacağına yönelik söylemler hatalıdır, boşanma talebi şahsa sıkı sıkıya bağlı bir medeni haktır. Yani boşanma talebi hiçbir koşula bağlanamaz, boşanmadan nafaka davası açılmayacağının kabulü halinde eş, bir nevi boşanma davası açmaya zorlanmış olacağından, başka söyleyişle boşanmak istemeyen eşi, dava açması için zorlamak anlamına geleceğinden ilgili husus kanuna aykırılık teşkil eder.
Bu nedenle şartlarının oluşması halinde boşanma davası açmadan müstakil şekilde nafaka davası açılabilmektedir. Boşanma olmadan nafaka davası da aile mahkemelerinde açılmaktadır.
Aile mahkemesi hakimi boşanma olmadan açılan nafaka davasında kanunun belirlediği şartların oluşması halinde tarafların sosyal ekonomik durumlarına, paranın alım gücüne, aile bireylerinin ihtiyaçlarına göre belirleyeceği miktarda nafakayı eşin ödemesine karar verecektir.
Boşanma olmadan açılacak tedbir nafakası davası üç temel kıstas üzerine kurulmuştur. Bu kıstasları ayrı olarak açıklayacak olursak;
TMK 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Bu halde evin giderleriyle ilgilenmeyen, evlilik birlikteliğinin sorumluluklarını yerine getirmeyen eşe karşı boşanma davası olmadan tedbir nafakası davası açılması mümkündür. Uygulamada aynı evin paylaşılması halinde nafaka davası çok nadiren görülmektedir.
TMK 197. Maddesi, “Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.” Hükmünü içermektedir. Bu halde eşlerin bir nedenden dolayı ayrı yaşaması halinde boşanma davası olmadan tedbir nafakası davası açılması mümkündür. Ancak unutulmaması gereken konu bu davada temel kıstasın ayrı yaşamakta eşin haklı olup olmadığıdır. Yani eşin diğer eşten ayrı yaşamakta bir haklılığı yoksa nafaka talep etmesi mümkün değildir. Bu durumda, özellikle Ankara boşanma avukatı gibi bir uzmanın hukuki desteği, sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için önemlidir.
Tabi ki bu halde “ayrı yaşamakta haklılık” hususu gündeme gelmektedir. Genel olarak tanımlayacak olursak eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Ayrı yaşama hakkına sahip olmayan eşin tedbir nafakası talebi kabul edilmeyecektir. Yani birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Konuyu örnek vererek açıklayacak olursak fiziksel şiddet gören eş ayrı yaşamakta haklı kabul edilir veya aldatılan eş ayrı yaşamakta haklı kabul edilir. Ancak boşanmadan açılacak nafaka davasında gerek fiziksel şiddet gerek aldatma kanıtlanmalıdır. Ayrı yaşamakta haklılık hususu esası itibariyle çok geniş bir kavramdır. Her evliliğin kendisine özgü yaşanmışlıkları olduğu için haklılık nedeni aile mahkemesi hakimince takdir edilebilecektir.
Ayrı yaşamakta haklılık iddiasını kanıt talep eden eşe düşecektir. Zira kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Yargıtay kararları doğrultusunda ayrı yaşamakta haklılık nedenleri;
Ortak meskende birlikte otururken karı veya koca, eşini (evden kovar ve bir daha da eve almaması,
Eşlerden birinin evlilik birliğinin yüklediği yasal görevleri yerine getirmemek amacı yanında ortak yaşama son verme arzu ve iradesinin de bulunması,
Eş ile yaşamak istememesi nedeniyle eşin haksız olarak baba evine gönderilmesi karı-kocadan her biri, müşterek hayatın devamı yüzünden sağlığı, şöhreti veya işinin terakkisi ciddi surette tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilir,
Eşe hakaret edilmesi, şiddet uygulanması,
Eşin kök ailesi ile görüşmesine izin verilmemesi,
Müşterek yaşamın birlikte yaşanmayacak derecede çekilmez hale getirilmesi,
Belirtiğimiz üzere yukarıda adı geçen unsurların artırılması mümkündür. Çünkü her evlilik kendi koşullarında değerlendirilecektir. Bu nedenle ayrı yaşamakta haklılık nedenleri de farklılık göstere bilecektir.
Boşanma davası açılmadan tedbir nafakası davası açılmasının üçüncü unsuru çocuk nafakasıdır. Evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmeyen eşe karşı çocuklar adına tedbir nafakası davası açılması mümkündür. Bu konuda Ankara boşanma avukatı ile çalışmak, sürecin doğru yönetilmesine yardımcı olacaktır.
Tabi ki diğer unsurlularda olduğu gibi bu durumun ispatı talep eden eşe düşecektir. Ancak çocuk nafakasında uygulamada sıkılıkla yapılan hata ayrı yaşama hakkı konusundadır. Zira şartlarının oluşması halinde çocuklar için boşanma davası olmadan açılacak tedbir nafakası davasında ayrı yaşamakta haklılık kuralı aranmayacaktır. Birçok kişi konuyu eşten talep edilecek boşanma davası olmadan nafaka davasıyla karıştırmaktadır. Zira boşanma davası olmadan açılacak nafaka davasının talepçisi eşin talebi kendi adınaysa ayrı yaşamakta haklı mı değil mi diye bakılacakken talepçi eş boşanma davası olmadan açılacak davada nafakayı çocuklar adına istiyor ise böyle bir ön koşul aranmayacaktır. Örnek Yargıtay kararıyla konuyu açıklayacak olursak;
Özeti: Kadın tarafından, erkek ile evli oldukları, bir müşterek çocuklarının bulunduğunu, erkeğin müşterek haneyi terk ederek gittiği ve eve dönmediği, müşterek çocuğun kadının yanında yaşadığı ihtiyaçlarının kadın tarafından karşılandığı, bu nedenle müşterek çocuk için ve kendi lehine ayrı ayrı tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava edilmiştir.
Müşterek çocuğa fiilen bakan ana veya baba, ayrı yaşamakta haklı olsun olmasın diğer eşten çocuk adına nafaka isteyebilir. Müşterek çocuk yönünden talep edilen tedbir nafakası takdirinde ayrı yaşamakta haklılık olgusu aranmaz, çocuğun kiminle kaldığı ve kimin tarafından bakıldığı nazara alınır.
Tarafların ayrı yaşadıkları, müşterek çocuğun anne yanında yaşadığı, ilk derece mahkemesince kadının bakımındaki ergin olmayan çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı açıktır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, çocuğun yaşı, beslenme, giyim, eğitim gibi bireyin maddî varlığını geliştirmek için zorunlu ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen nafaka miktarı da hakkaniyet ilkesine uygundur.
Yargıtay kararında da görüleceği üzere evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlayan eş kendi adına ve ayrı yaşamakta haklılık unsuruna bakılmaksızın çocukları adına tedbir nafakası talepli dava açabilir.
Boşanma davası olmadan açılacak tedbir nafakası talebine yönelik davada görevli mahkeme Aile Mahkemeleri, yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Kaynak: https://www.erdemozcan.av.tr/