Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Ticaret Bakanlığı Tüketici Danışma Hattı’na Yoğun İlgi
Bir hükümet test programı kapsamında Birleşik Krallık’ta satışa sunulan ve bir kısmı yurt dışından ithal edilen taze ürünler incelendi. Yapılan kontroller sonucunda çileklerin yüzde 95’inin PFAS adı verilen zararlı kimyasalı içerdiği ortaya çıktı. Ayrıca, test edilen diğer gıdalar arasında üzüm (%61), kiraz (%56), ıspanak (%42), domates (%38) ve şeftali (%38) gibi ürünlerde de PFAS kirliliğine rastlandı.
PFAS adı verilen bu insan yapımı kimyasallar, vücuda alındığında asla vücuttan atılmayan maddeler olarak tanınıyor. Bu kimyasalların kanser, yüksek kolesterol, azalmış böbrek fonksiyonu, tiroid hastalığı, düşük doğurganlık, baskılanmış bağışıklık sistemi ve bebeklerde düşük doğum ağırlığı gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğu biliniyor. Ayrıca, bebeklerde ve çocuklarda büyüme, öğrenme ve davranış gelişimini olumsuz etkileyebileceği endişesi bulunuyor.
PFAS kimyasalları sadece gıdalarda değil, pestisitlerde, yapışmaz tavalarda, giyimde, kozmetik ürünlerinde, gıda ambalajlarında ve yangın söndürücü köpüklerde de kullanılıyor. Birleşik Krallık Pestisit Eylem Ağı’ndan Nick Mole, PFAS’ın ciddi hastalıklarla ilişkilendirilmesine dair artan kanıtlar göz önüne alındığında, tüketicilerin bu kimyasallara maruz kalmasının endişe verici olduğunu belirtti.
Mole, “Bu sonsuz kimyasalların sağlık riskleri konusunda daha iyi bir anlayış geliştirmemiz ve besin zincirinden dışlamak için gerekli adımları atmamız gerekiyor” dedi. Bu durum, tüketicilerin gelecekte uzun süreli etkilerle karşılaşma riskini artırıyor.